📑 İslam Ümmetinin Yetimleri Kürtler
(Mısırlı Arap Yazar Dr. Fehmi Sinnavi'nin Kaleminden Meseleye Dair Birkaç Not)
—Kürtler, milattan 5.000 yıl önce Ortadoğu'da kendilerine yurt edinmişlerdir. O günden bu güne hep kendi yurtlarında yaşamışlardır. Kürtler Hz. Ömer döneminde Islam'a girmişlerdir. Kürtlerin tamamına yakını Ehl-i Sünnet vel'Cemaat ekolüne bağlıdırlar, yani Sünnidirler. Çok kadim ve derin bir etnik kökene sahiptirler. Kendilerine ait bir dilleri vardır. Dillerinin ismi ise Kürtçe diye adlandırılmaktadırlar.
—Kürtler hiç kuşkusuz dürüst ve saf müslümanlardır.
—Kürtler, 14 asırdan bu yanadır İslam kimlikleri konusunda taviz vermemişlerdir, hep islam üzere kalmışlardır. İslam davası için verilen savaşımlarda da hep ön cephelerde bulunmuşlardır.
—Kürtlerin en karakteristik vasfı, cesaret ve yiğitliktir. Kürtler düşmanlarına karşı korkusuzca savaşırlar ve asla savaşlarda geri adım atmazlar.
—Kürtler, haçlılarla amansız mücadeleye girişirken Araplar haçlılarla işbirliği yapıp İslam tarihinin köklerini kazıdılar.
—Üzülerek belirtmek isterim ki, sayıları bir buçuk milyarı bulan müslüman topluluğu KÜRD sorunu karşısında duyarsız ve suskun kalmaktadır.
—Allah'ın yap dediğini yapan ve yapma dediğini de yapmayan kişi, Allah indinde en üstün, en muteber kişidir. Bütün müslümanlar bu üstünlük anlayışın veya "takva" ölçütünü çok iyi kavrarlarsa ancak Arap, Fars, Türk ve Kürt ırkçılığından yakalarını kurtarabilirler.
—Kendi adıma ben açıkça şunu söylüyorum: Bizler bütün sorunları hiç çekinmeden ve korkmadan açık yüreklilikle ortaya koymalıyız. Haktan ve mazlumdan yana olmalıyız. Adaletten asla ayrılmamalıyız. Bu kitabın asıl amacı; mazlum Müslüman Kürt halkının sorunlarını yalın ve objektif bir şekilde islam ümmetinin gözleri önüne sermektir.
—Kürtlerin giderek kangrene dönüşen sorunları çözülmezse, kaçınılmaz bir biçimde Siyonistler ve komünistler Kürtlerin arasına sızarak onları ifsad edeceklerdir. Sonunda ne mi olur? Sonunda bölge devletleri bu güç karşısında diz çökmek zorunda kalırlar.
—Yeryüzünde siyasal bir kural vardır. O da şudur: Laik yönetimler, îslami hareketlere asla tahammül göstermezler. Laik yöneticiler, müslüman kişiyi ya terörist, ya köktendinci ya da vatan haini olarak görürler. Hele bir de bu kişiler Kürt asıllı olurlarsa, durum daha da kötüleşir. Onların canına okurlar bu durumda. Çünkü Kürtlerin Allah'tan başka yardımcıları ve dostları yoktur.
—Biz her türlü ulusçuluğa karşıyız. İslam'da ulusçuluk yoktur, ümmet bilinci vardır. İslam'a girdiğimiz günden itibaren ümmet bilinci ile hareket etmek, yani ayrılıkçı ulusçu düşünceleri-eğilimleri kökünden silip atmak bizim inancımızın bir gereği olmuştur.
—İslâm, Arap olmayanların Araplaştırılmasını şiddetle reddeder. Aynı şekilde Arapları Türkleştirmek veya Kürtleri Araplaştırmak veya Türkleştirmek de bütünüyle gayr-ı islamidir. islam herkesin kendisi gibi kalarak kendini özgürce geliştirmesini savunur. İslam nazarında bütün insanların dillerini, geleneklerini ve kültürlerini özgürce yaşama ve yaşatma haklan vardır.

Yorumlar
Yorum Gönder